
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur da saman içinde, evinde yalnız başına yaşamakta olan bir adamcağız varmış. İsmi Gepetto'ymuş. Bu adam vakti zamanında evliymiş, çocuğu olsun istemişler karısıyla, ancak adam kısır olduğu için döl veremeyince karı adamı boşayıvermiş ve genç, diri, yakışıklı bir adama kaçmış. Bu sebeple iyice kursağında kalmış adamın bu durum, illa ki çocuğu olsun istiyormuş. Bir gün Gepetto'nun canına tak etmiş, "Madem bir çocuk sahibi olamadım, kuklasını yapayım, hem şeklini şemalini istediğim gibi çıkartabilirim. Tıpatıp bana benzeyen bir çocuğum olur. Hahayt!" diyerekten ormanın yolunu tutmuş. Ormanda bir adet kütük bulmuş. "Heh, benim gibi odun bi herifin olsa olsa kütükten bir çocuğu olur zaten!" diye hayıflanaraktan kütüğü eve, yontmaya götürmüş (bir de kendini yontabilseymiş hayvan, iyi olurmuş).
Gepetto kütüğü yontmaya başlamış. Bir vurmuş, iki vurmuş, üç vurmuş, dördüncüde inceden "Ah!" diye bir ses duymuş. Gepetto dışarı bakmış, kimse yok. Kütüğü oynaya devam etmiş. "Ayyh!" diye bir ses gelmiş yine. "Ulan" demiş, "Komşu falan da yok ki bu sevişme sesi olsun. Yoksa fantaazi olsun diye artık ormanlık alanda mı sevişmeye başladı gençler?" diye düşünmüş, dışarı bakmış, yine kimse yok. Çalışmaya devam etmiş Gepetto. "Ahh, ahh, aaaayyyhhh!" sesleri Gepetto'nun içini gıcıklıyormuş ama gene de durmamış Gepetto, daha önce hiç sahip olamadığı çocuğunu kollarına alabilmek için bütün gece durmadan çalışmış.
Sabah 5'e doğru elinde 17lik çıtır bir erkek çocuğunun kuklasına sahip olmuş. Gözlerine bakmış uzun uzun. Ellerine dokunmuş. Gepetto birden irkilmiş: "Uykusuzluktan herhalde, kuklanın elleri hareket etti gibi geldi bana". "Hayır Gepetto, ben yaşıyorum!" demiş Pinokyo. "Laaaan, kukla konuşuyo a.q." demiş Gepetto, çok korkmuş, altına edecekmiş lan neredeyse, baltaya davranmış. "Gepetto, dur!" demiş Pinokyo. "Ben seni seviyorum!!"
Gepetto durmuş. Gözleri dolmuş. "Oğluuum!" demiş, tam sarılacakmış, Pinokyo durdurmuş onu:
"Hoop, hoop, oğlum mu? Ben sana aşığım Gepetto - tüm gece sen bana her dokunduğunda, benim kıvrımlarımı yaratmaya her yeltendiğinde o tiz çığlıklar nereden geldi sanıyorsun? Ben, senin de beni sevdiğine, beni sevmek için beni yarattığına o kadar emindim ki..."
"Ne diyon la sen, manyak! Sen benim sevdiğim kadın olamazsın - seni erkek yaptım ben! dal y.rrak yaptın ben sana, aç pantolonunu da bak!"
"Pipim olabilir Gepetto, ama bu benim kendimi bir kadın olarak hissetmeme engel olabilir mi? Ben bir kadının ince ruhuna sahibim, seni mutlu etmek istiyorum, haydi beni tekrar yont, bana bir kuku yap!"
"Ne yapacam be, zır deli! Hem, benim bir tahtakurusu ile ilişki yaşayabileceğimi nasıl oldu da düşünebildin?"
"Tahtakurusunu oğlun olarak benimseyebiliyordun ama?"
"Ulan pipime kıymık mı batıracan benim, queer misin nesin, çık dışarı, çııık!"
"Sorun sadece tahta olmam mı, Gepetto?"
"Ben yaşlı bir adamım, evimin kadınını hiç aramadım mı sanıyorsun? Zuhal Topal'a gittim, Esra Erol'a da gittim, ama yok, bulamadım. Evimde iki kap yemeğimi yapan, beni soğuk kış ayazında sıcacık bedeniyle ısıtacak bir kadını hiç istemedim mi sanıyorsun? İstedim elbette. Ama tahtadan bir kuklanın beni geceleri yatağımda ısıtabileceğini pek düşünmüyorum. Özellikle de pipisi olanın..."
"Ben senin evinin kadını olmak istiyorum Gepetto"
"Bunu gerçekten istiyor musun Pinokyo?"
"Evet Gepetto, beni sen yarattın, ve ben de senin kadının olmak istiyorum."
"Öyleyse önce gerçek bir kadın olmayı öğrenmelisin. Devlet kadınlara yönelik eğitim kursları düzenliyor. Nasıl yemek yapacağını, nasıl örgü örüp dikiş dikeceğini bu kurslarda öğrenmek zorundasın. Asla ama asla aksatmamalısın bu kursları. Pipi konusuna gelince, bunu ufak bir operasyonla halledebiliriz sanıyorum. Önce kurlara başla, Pinokyo. Ben yeni sürprizler için çok yaşlıyım, beni gerçekten istediğine emin olmalıyım"
Ve Pinokyo böylece kadın kurslarına gitmeye başlamış. Gepetto Pinokyo'ya kursta lazım olan her türlü alet edavatı satın alabilmesi için cebine harçlık da koymuş. Pinokyo düşmüş yola. Sabah sabah yolda yürürken yolun kenarında otostop çeken kadınlar görmüş. Erkekler arabalarıyla bu kadınlara yaklaşıyor, kadınlarla bir iki kelam ediyor, sonra kadınları arabalarına alıyorlarmış. "Bunlar gerçek kadınlar" demiş Pinokyo. Kadınlardan birinin yanına gitmiş. Erkekleri nasıl kendilerine çektiklerini öğrenmek niyetindeymiş. Ama kadınlar onu sürekli uzaklaştırıyorlarmış. "Belanı mı arıyorsun sen, çabuk uzaklaş buradan, yoksa başına bir şey gelecek" demiş kadınlar.
Pinokyo durumu kavrayamamış, ama Pinokyonun durumunu pezevenklerden biri kavramış. Pinokyonun yanına gelmiş. "Erkekleri etkilemek mi istiyorsun?" diye sormuş.
"E..evet efendim, beyimi vücudumla etkilemek istiyorum."
"Bu vücutla beyini etkilemen pek kolay olmayabilir.. Belki de biraz deneyim kazanmalısın. Sana bu yolları ben göstereceğim. Bundan sonra 'yol gösterici'n benim" diyerek Pinokyo'yu kolundan tuttuüu gibi köhne bir eve kilitlemiş.
Pinokyo neden bu duruma düştüğünü kavrayamadan karşısında iyilik perisini bulmuş. "Kadın kursuna gittin mi bugün, Pinokyo?" diye sormuş peri.
Pinokyo hemencecik bir yalan uyduruvermiş. "Evet, gittim. Ama bugün birbirimizle tanıştırılıp hemen evlerimize dağıldık. Dersler yarın başlayacakmış" der demez, pipisi uzayıvermiş.
"Öyle mi, Pinokyo? Peki neden evinde değilsin?"
"Ay kızlarla çabucak kaynaştık, onlara misafirmiğe geldim ben de". Pipisi gene uzamış. "Ayy ben pipiyi istemedikçe uzuyor bu ayol!"
"Bana yalan söylemekten çekinmiyorsun da ondan, Pinokyo. Sen böyle yapmaya devam edersen gerçek bir kadın olman mümkün değil. Sana bir iyilik yapıyorum ve seni buradan kurtarıyorum. Ama dosdoğru kursa gitmen gerekiyor Pinokyo. Yoksa hayallerine asla ulaşamayacaksın".
Pinokyo kendini yeniden evinin kapısında bulmuş birden. Dersini almışmış, kursun yolunu tutmuş. Bu sefer de önünden geçtiği gazinonun sahibi görmüş Pinokyo'yu, tahtadan, canlı ve kıvırtan bir mahlukatın gazinoda çok ilgi çekeceğime eminmiş.
"Hey, sen! Şarkı söylemeyi sever misin?"
"Ayh, kuşlar gibi şakırım hem de!"
"Gazinomda şarkı söyler misin?"
"Aaa... Ama benim kursa gitmem gerekiyor."
"Kursa gitmen için sana kaç para veriyorlar?"
"Hiiç.. hiç para vermiyorlar bana"
"Ama bana gazinomda şarkı söylemen için sana tam 10 bin lira vereceğim. Gecelik. Ne diyorsun?"
Pinokyo önce kursa gitmesi gerektiğini düşünmüş. Ama sonra evine ekmek götüren, güçlü bir kadın olmasının Gepetto'yu çok etkileyebileceğini getirmiş aklına. Hem, sahnenin ışıkları büyüleyici olmalı. Gazinoya girmiş Pinokyo. Şarkı provalarına başlamışlar.
Pinokyo şarkısını söylerken iyilik perisi tekrar belirmiş. Pinokyonun gözlerine bakmış. "Bundan sonra senin için yapabileceğim hiçbir şey yok Pinokyo. Gerçek bir kadın olabilmen için bana Gepetto'yu kendinden çok önemsediğini ispatlaman gerek. Yoksa hiçbir zaman hayallerindeki ev kadını profiline uyum sağlayamayacaksın".
Pinokyo artık her gece gazinoda çalışmaya başlamış, gay patronunun metresi olmuş. Pinokyo'nun hiç sevmediği pipisi, patronunun hoşuna gidiyormuş. Pinokyo'ya sürekli yalan söyletiyormuş patronu: ne kadar uzun, o kadar iyi...
Pinokyo çok pişmanmış, ama paranın büyüsü onu kör etmiş bir kere. Gazinoya ve patronuna sadık kalmak zorundaymış.
Pinokyo eve hiç gelmeyince, Gepetto onu çok merak etmiş. Günlerce aramış Pinokyo'yu. Bulamamış. Bir gün Gepetto kederden içmeye karar vermiş, bir gazinoya atmış kendini. Sahnedeki şarkıcıya bakmış. Olamaz, bu Pinokyo'ymuş! Bir masaya oturmuş, Pinokyo'nun raks edişini izlemeye başlamış. Çok güzel şarkı söylüyormuş Pinokyo. Onun söylediği her şarkıda bir duble götürmüş Gepetto. Kederini kalbine gömmüş. Pinokyo sahne arkasına geçer geçmez o da gir miş Pinokyo'nun odasına. "Seni götürmeye geldim" demiş. Pinokyo itiraz etmiş. "Artık her şey için çok geç. Buraya aitim ben. Artık senin hayallerindeki kadın olmam imkansız"
"Hayallerimdeki kadın olman şart deil Pinokyo. Seni korurum. Bir çocuğum gibi"
Bu sözler çok ağır gelmiş Pinokyo'ya. "Git" demiş, "Partonum seni bulmadan kaç git buradan!"
Ama patron bulmuş ikisini. Silahını çıkarmış. Parmağı tetikteymiş. Gepetto'nun kalbine dönğkmüş namlu. Gepetto'nun kılı bile kıpırdamamış. "O benim namusum, onu almadan bir yere gitmiyorum" demiş. Patron tetiği çekmiş. Tahta kırılma sesleri gelmiş. "Aman Allah'ım" diye haykırmış Gepetto; "Pinokyo, sen ne yaptın?" Pinokyo'nun tahtadan kalbi durmak üzereymiş, ve iyilik perisi tekrar belirivermiş. "Pinokyo, Gepetto'yu kendinden fazla önemsediğini bana ispatladın, artık sen de gerçek bir ev hanımısın!" demiş, ve Pinokyo'yu 17 yaşında çok güzel bir gerçek kadına çavirmiş. Gözlerini açtıklarında Pinokyo ve Gepetto kendilerini evlerinde bulmuşlar. Ve ilk iş olarak bir erkek çocuk dünyaya getirmeyi denemişler - Gepetto'nun kısır olduğunu bile bile.
Ve tahmin ettiğiniz gibi, masal da burada bitmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder