Her şey büyük patlama (big bang) ile başladı. sonra dinozorlar geldi gitti, işte medeniyetler kuruldu, suyun kaldırma kuvveti keşfedildi ve Çernobil patlak verdi derken en nihayetinde de ben çıktım ortaya. Dünyayı değilse bile ekonomiyi kurtarmak için gönderilmiş "the one" olma olasılığımın sıfıra yakın bile değil tamı tamına sıfır olduğunu idrak eyleyince, dedim bari sosyal hayatı kurtarayım. Şimdi yegane amacım gördüğüm her karış toprağa çiçek ekmek ve her bir penguen için yün atkılar örmek (ki üşümesinler). Çünkü bence insan tek sosyal hayvan, hatta tek sosyal varlık değil. Bana kalırsa planerya dahi kendi çapında sosyal bir canlı: Düşünsene, kafasını ikiye yarıyorsun ve -hop!- iki kafa! Ne geyik döner birader! Ama ikisi de aynı bilgi birikimi ve genetik bilgiye sahipse hep aynı şeyi konuşuyorlardır. İşte diyorum ya, onlar da kendi çapları kadar sosyaller.
Düşündüm de, belki de sosyal hayatın benim tarafından kurtarılmaya ihtiyacı olduğundan çok benim sosyal hayat tarafından kurtarılmaya ihtiyacım vardır. Kimden mi kurtarılmalıyım? Haydi bir klişe ile cevap vereyim - kendimden. Çünkü bir insanın kendisi, yine kendisine en yakışanı giymesidir. Çünkü bir insan ancak ve ancak kendine yakışanı giyerse kendisini yansıtabilir. Kendisini yansıtmayan bir insan kendisi olamaz, başkası olur. Ve eğer bir insan kendisinden çıkıp başkası olursa ya kaybolur, ya da başkalarının arasına karışıp kaynaşıp da var olur, ama kalabalık içerisinde gözden kaybolur. Bir insan eğer kaybolursa, kendisinin dizginlerinden kurtulur - ama her şey olabildiği kadar, hiçbir şey de olabilir. Eğer ikincisi olursa, aslında bizler birer tüpteki beyinizdir. O zaman "vat is dı matriks? falov dı vayt rebit" derler adama. Hatta kadına da. O yüzden kurtarın beni benden. Ya da şimdi kaçın ve kendinizi kurtarın - eğer kurtarmayacaksanız sonsuza kadar benimle kalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder