Bir varmış, bir de bakmış ki yokmuş. Kim bakmış, nereye bakmış? Kim pişirmiş, kim yemiş? Okuldan kim gelmiş? Dolaptaki sütü kim içmiş? İçen neden dağa kaçmış? Ormanlar kül mü olmuş? Mavi boncuk kimin yakasına daha çok yakışmış? Michael Jackson'la Madonna'yı hangi çocuklar çuvala sokmuş? Çuvalın içinden hokus pokus yaparsak beyaz tavşan çıkar, güvercinler uçar mıymış? Güvercinleri besleyen hangi insanın dileği gerçek olmuş? Dilek havuzuna atılan paraları akşamları sokak çocukları toplarsa dilek dileyenler o çocukların hayır duasını alır ve dilekleri mi gerçekleşirmiş?
Bunları düşünürmüş Silindirella. Silindirella hayal dünyasında yaşamayı severmiş, çünkü gerçek hayatta onu sevindiren bir tek şey yokmuş. Odasına giren cadaloz üvey annesini korkunç bir yaratığa benzetir ve iyilik meleği Serena'yı çağırırmış hemen yanına; Serena'nın onu Cadalozella'nın türlü kötülüklerinden koruyacağını bilirmiş. Ancak Serena'nın gücü, Cadalozella'nın iki kızının şeytanlıklarını savmaya yetmezmiş: Blair ve Georgina. İşte o zaman kendini işe verirmiş Silindirella, çalışır da çalışırmış, yerleri silerken tırnaklarıyla Blair'in yüzünü tırmaladığını, koltuk minderlerini havalandırırken sopayla minderlere değil de Georgina'nın beline beline ıslak sopayla öldürücü darbeler indirdiğini düşlermiş. Bazen de rüyalarında bir silindir olup bu ikisini pestile çevirdiğini keyifle izlermiş.
Silindirella kendi dertleriyle boğuşa dursun, ülkenin kraliçesinin dertlerine bakalım biraz. Kadın fenalarda. Çünkü oğlu aseksüel. Eh, aseksüel oğlan döl verir mi? Vermez. Vermezse ne olur? Kraliçe torun torba sevemeyeceğine üzülecek değil heralde? Karının derdi, Arrivederci familyasının sonunun da arrivederci olacağı hakkında dedikoduların alıp yürümesi ve diğer zengin ailelerin bu durum üzerine gözünü tahta dikmesiymiş. Gossip Bitch bu haberi duyarsa sonları hayırlı değilmiş. Kadın kendi elleriyle hazırladığı son 5 yıllık kalkınma planında oğlunu evlendirmeye karar vermiş ki dedikodu malzemesi olmasınlar. Öbürsü 5 yıllık kalkınma planında ne adım atacağına sonra karar verecekmiş. Kısa vadede krizi atlatmak şartmış. Oğluna "Çocuğum sana parti düzenliyorum, arkadaşlarında doktorculuk oynarsın" demiş. O da "He, olur ana" demiş. Parti hazırlıkları başlamış sarayda.
Ferman kasabanın meydanında okunmuş, güzel çirkin her tip kukulu insan varlığı davet edilmiş partiye. Silindirella çok özenmiş, ot gibi yaşıyo ya. Ama Blair ve Georgina onun gitmesini istememişler elbette. Salak karı, "Ben partiye gitmeye çok korkarım" desene! B. ve G. de sırf sana işkence olsun diye alıp seni oraya götürürlerdi böylece. Ahh sen daha hayal dünyasında yaşa dur, hala o gece perinin gelip sana terlik pabuç alıp seni balkabağıyla saraya göndereceğine inan. Şizofrenik karı! Gidememiş tabi ki. Silindirella'ya da çamaşır çitilerken B.nin suratını G.nin gtüne sürttüğünü ve sürtünme katsayısının etkisiyle dumanlar çıktığını hayal etmek kalmış.
Peki ya pirense ne mi olmuş? O gün pirensle evlenme hayali kuran Blair ve Georgina'da savaş alanının ortasına düşerek birbirlerine rakip çıkmışlar. Blair türlü kurnazlıklarla pirensi köşeye sıkıştırıp zorla kızlığını bozdurduktan sonra töreler icabı gereği kendini evlendirtme planları kurarken, bir bakmış ki Georgina çoktan bu planı uygulamaya geçirmiş, son aşamanın gerçekleşmesine ramak kalmışmış. Blair ve Georgina o arada cat fight yaparlarken pirens bunu seksi bulmuş ve aseksüel kimliğinden sıyrılmış. Ama pirens akıllıymış tabi, içerideki daha güzel karıların yanına gitmiş ve kendine ve malına mülküne eş değer güzellikteki bi karıyı seçmiş. Çok gaza geldiğinden derhal imam nikahı kıyaraktan o gece gerdeğe girmişler. O geceden kalan aşklarının meyvesi 9 ay sonra kraliçe'nin kollarında görülmüş. Kraliçenin yüzünde ise huzurlu bir gülümseme...
Masal da burada bitmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder